Sabah İnsanı Olmak

Sabahları yazan biriyim. Kahvaltıdan önce, aç karna çalışırım. Kahvaltı molası verdikten sonra da devam ederim. Günün koşturmacası başlayınca pek verimli olamam. Tabii dayanılmaz bir yazma arzusu varsa ertesi sabahı beklemem ama genelde sabahları yazarım. 

Sabahları kendimi zinde, enerjik ve hevesli hissederim. Zihnim daha açık olur. Gece insanlarını anlayamam, benim gece 12'den önce yatakta olmam gerekir. Sekiz saat uyurum. Uyuyamazsam gün içinde o süreyi bir şekerleme ile mutlaka sekize tamamlarım. Uyku benim için önemlidir. Uyuyamazsam işlevsiz, verimsiz, depresif olurum, hiçbir şeye odaklanamam. 

Yazmak zorunda değilim, herhangi bir işi yapmak için de genelde sabah saatlerini seçerim. Mesela eğer pişer pişmez yenmesi gereken bir yemek değilse, o günün yemeğini de sabah yaparım. Yapılacakları erkenden bitirip aylaklığa, okumaya, takı yapmaya zaman bırakırım. Aslında tembellik severim, tembellik için özel zaman ayırırım. Verimli olmayı tembelliğe borçluyum diyebilirim. Ne kadar çok tembellik yaparsam, bilirim ki arkasından müthiş üretken bir dönem gelecek. Bunu bilmek tembelliğin tadını daha iyi çıkarmama neden olur. Tembellik ederken hiçbir şeyle uğraşmam. Sadece uzanırım, kahve içerim veya sessizce oturup pencereden dışarıyı izlerim. O kadar.

Sabahlar düşünmek, yürümek, yazmak, yemek yapmak, bir şeyler izlemek, mutfağı toplamak için harikadır. İyi geçirilmiş bir sabah keyifli geçecek bir günün garantisidir. En azından benim için.

Kısaca ben bir sabah insanıyım.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Roman Yazmak

Gündelik Hayat Üzerine Birkaç Söz